Simyacı Sözleri ve Kitap Alıntıları içeriğimizde sizlere Edebiyat Dünyasına damgasını vurmuş 1999 yılında basıma giren yazarı Paulo Coelho olan Simyacı isimli kitaptan alıntılar ve sözler derledik. Paulo Coelho Sözleri ve Alıntıları içeriğimizdeki sözleri twitter, instagram, facebook gibi sosyal paylaşım platformlarından paylaşabilir, sayfamıza Simyacı Sözleri 2021 sözleri eklemek isterseniz aşağıda bulunan yorum bölümünden Simyacı Sözleri ve Alıntıları bırakabilirsiniz. Kitabın Konusu: İspanya’dan kalkıp Mısır Piramitlerinin eteklerinin hazinesini aramaya gelen Endülüslü çoban Santiago’nun masalsı yaşamının felsefi öyküsü.
Simyacı Sözleri ve Kitap Alıntıları
Gözler ruhun gücünü gösterirler.
Gözyaşları yazılması gereken kelimelerdir.
Acı çekme korkusu, acı çekmekten daha kötüdür.
Hayatı ilginç kılan, bir rüyanın gerçek olma olasılığıdır.
Kaderinin farkına varmak, kişinin tek yükümlülüğüdür.
İnsan sevdiği için sever. Aşkın hiçbir gerekçesi yoktur.
Cesaret, Evren’in Dili’ni arayan bir kimse için en büyük erdemdir.
Eğer gerçekten hayalinin bir parçasıysam, bir gün geri geleceksin.
Biri ayrıldığında, bunun nedeni başka birinin gelmek üzere olmasıdır.
Karşılığında sevilme beklentisiyle seven herkes zamanını boşa harcıyor.
Her zaman, ne istediğini bilmek zorunda olduğunu anımsa” demişti yaşlı kral.
Basit şeyler aynı zamanda en sıra dışı şeylerdir ve onları yalnızca bilge görebilir.
Yüreğimizi neden dinlemeliyiz? “Çünkü yüreğin neredeyse hazinen de oradadır.
Bir hayali gerçekleştirmeyi imkânsız kılan tek bir şey vardır: başarısızlık korkusu.
Hayattaki bazı şeyler deneyimlenmeli ve asla açıklanmamalı. Aşk böyle bir şeydir.
Hayatımızın her anında, hepimizin bir ayağı bir peri masalında, diğeri de uçurumda.
Ve bir şey istediğinizde, tüm evren ona ulaşmanıza yardım etmek için komplo kurar.
O zaman Gerçeği arayın. Size acı getirse bile, her zaman onun tarafında olmayı arayın.
İnsanlar hayatlarının herhangi bir anında hayal ettiklerini yapma yeteneğine sahiptirler.
Olduğumuzdan daha iyi olmaya çabaladığımızda, çevremizdeki her şey de daha iyi hale gelir.
Dünyada hiçbir şey tamamen yanlış değildir. Durdurulmuş bir saat bile günde iki kez doğrudur.
Henüz sahip olmadığın bir şeyi vaat ederek gidecek olursan, onu ele geçirme arzusunu yitirirsin.
Mutluluğun gizi, dünyanın bütün harikalarını görmektir, ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan…
İster bir maden ister bir bitki ister bir hayvan ya da düşünce olsun, yeryüzünde bulunan her şeyin bir ruhu vardı.
Tüm silahların en korkunç olanı, kan izi olmayan bir hayatı mahvedebilen ve yaraları asla iyileştirmeyen kelimedir.
Henüz sahip olmadığınız bir şeye söz vererek başlarsanız, onu elde etmek için çalışma arzunuzu kaybedersiniz.
Bazen yaşam tarzımıza o kadar bağlıyız ki, harika fırsatları sırf bununla ne yapacağımızı bilmediğimiz için geri çeviriyoruz.
Herkesin, diğer insanların hayatlarını nasıl yönetmesi gerektiğine dair net bir fikri var, ancak kendi hayatına dair hiçbir fikri yok.
Manevi yoldaki en zor iki sınav, doğru anı beklemek için sabır ve karşılaştığımız şeyden hayal kırıklığına uğramama cesaretidir.
Sabırsız olmayın,” diye tekrarladı kendi kendine. “Deve sürücüsünün dediği gibi:” Yemek zamanı geldiğinde ye. Ve ilerleme zamanı geldiğinde ilerle.
Bir çocuk yetişkine üç şeyi öğretebilir: Sebepsiz mutlu olmak, bir şeyle her zaman meşgul olmak ve tüm gücüyle arzuladığı şeyi nasıl talep edeceğini bilmek.
Sezgi, gerçekten ruhun, tüm insanların geçmişlerinin birbirine bağlı olduğu evrensel yaşam akımına aniden dalmasıdır ve biz her şeyi bilebiliriz, çünkü hepsi orada yazılıdır.
Aşk evcilleşmemiş bir güçtür. Onu kontrol etmeye çalıştığımızda, bizi yok eder. Onu hapse atmaya çalıştığımızda bizi köleleştirir. Onu anlamaya çalıştığımızda, bizi kaybolmuş ve şaşkın hissettirir.
Yolunuzu bulduğunuzda korkmamalısınız. Hata yapmak için yeterli cesarete sahip olmanız gerekir. Hayal kırıklığı, yenilgi ve umutsuzluk, Tanrı’nın bize yolu göstermek için kullandığı araçlardır.
Talih bizden yanayken bundan yararlanmalıyız; talihin bize yardımcı olması için biz de ona yardımcı olacak şekilde davranmalıyız, gereken ne varsa yapmalıyız. Buna ‘lütuf kuralı’ derler. Ya da acemi talihi.
Hayatımıza sıkıntıların girdiği ve onlardan kaçınmak için hiçbir şey yapamayacağımız anlar var.
Ama onların bir sebebi var. Ancak bunların üstesinden geldiğimizde neden orada olduklarını anlayacağız.
Kalbim zedelenmiş olabilir, ama iyileşecek ve hayatın güzelliğini bir kez daha görebilecek. Daha önce olmuştu, yine olacak, eminim. Birisi gittiğinde, bunun sebebi başka birinin gelmek üzere olması … Aşkı yeniden bulacağım.
Deniz ve dalgalar arasında fark yok. Bir dalga şiştiğinde, sudan oluşur, kuma karşı kırıldığında, aynı sudan oluşur. Söyle bana, Lord: İki şey neden aynı? Gizem ve son nerede yatıyor? Rab cevap verir: Her şey ve herkes aynıdır; bu gizem ve sondur.
Gerçek arkadaşlarımız, iyi şeyler olduğunda bizimle birlikte olanlardır. Bizi neşelendirirler ve zaferimizden memnun olurlar. Sahte arkadaşlar, sadece zor zamanlarda, üzücü, destekleyici yüzleriyle ortaya çıkar, aslında bizim acılarımız ise sefil hayatları için onları teselli etmeye hizmet ediyor.
Neden anlaşılması bunca güç bir dil kullanıyorlar? “Anlamak için yeterince sorumluluk duyanların, yalnızca bunların anlayabilmeleri için… Herkesin kurşunu altına dönüştürmeye kalkıştığını düşünün biraz. Bir süre sonra altının hiçbir değeri kalmazdı. Yalnızca, inatçı insanlar, dirençli araştırmacılar büyük yapıtı gerçekleştirmeyi başarabilirler.
Hayat, en azından beklediğimizde, cesaretimizi ve değişme isteğimizi test etmek için bize meydan okuyor; böyle bir anda, hiçbir şey olmamış gibi davranmanın veya henüz hazır olmadığımızı söylemenin bir anlamı yok. Zorluk olmayacak. Bekle. Hayat geriye bakmıyor. Kaderimizi kabul edip etmemeye karar vermemiz için bir hafta fazlasıyla yeterli.
“Evet, biliyordum. Asıl sorum, öğrenmeme devam etmek için İslam‘a geçmem gerekip gerekmediğiydi.” Hayır. Tek bir söz vermen gerekiyor: Kendini Tanrı’nın yoluna teslim et. Her içtiğinizde O’nun yüzüne bakın. Bir bardak su. Sokakta bir dilencinin yanından her geçtiğinizde O’nun sesini dinleyin. Her dinin öğrettiği budur ve kendimize vermemiz gereken tek sözdür budur.
Tutku, bir insanı yemeyi, uyumayı, çalışmayı, huzur içinde hissetmeyi bırakır. Pek çok insan korkar çünkü ortaya çıktığında, yolunda bulduğu tüm eski şeyleri yok eder. Hiç kimse hayatının kaosa sürüklenmesini istemez. Bu yüzden birçok insan bu tehdidi kontrol altında tutuyor ve bir şekilde zaten çürümüş bir evi ya da yapıyı ayakta tutabiliyor. Onlar, değiştirilenlerin mühendisleridir.
