En Güzel Anlamlı Ünlü Sonbahar Şiirleri Kısa, Uzun, Aşk, Duygusal, Unutulmaz Ünlü Şairlerden Sonbahar Eylül Güz Şiirleri 2021 Tumblr, Sonbahar, Eylül, Yağmur ile İlgili Şiirler, Sonbahar Hakkında Şiirler
En Güzel Anlamlı Ünlü Sonbahar Şiirleri Kısa, Uzun, Aşk, Duygusal, 2021 Sonbahar Eylül Güz Şiirleri Tumblr bu mevsimde çok okunur. Ünlü Şairlerden Unutulmaz Duygusal Sonbahar Eylül Şiirleri, Sonbahar Yağmur, Sararan Yapraklar Şiirleri neler? Sonbahara Adlı Şiirler, Sonbahar, Eylül, Yağmur ile İlgili Şiirler, Sonbahar Ayrılık, Hüzün Şiirleri hangileri? Sonbahar Hakkında Şiirler üzerine sizlere faydalı bir içerik hazırladık. İşte En Güzel Anlamlı Ünlü Sonbahar Şiirleri sizlerle;
En Güzel Anlamlı Ünlü Sonbahar Şiirleri
Sonbahar Oluyorum Hasan Hüseyin Korkmazgil
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Ağaçlar bükmesinler n’olursun boyunlarını
Neden akşam oluyorum tren kalkınca
Kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
Mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
Öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
Az önceki çiçekler nasıl da diken diken
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
O sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti
O elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
Günler devlet alacağı, yıllar bir kadehçik buzlu rakı
Oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
Kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
Nerde şimdi, nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç…
Cemal Süreya, Eylül’dü
Eylül’dü.
Dalından kopan yaprakların
Sararan yanlarına yazdım adını
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.
Eylül’dü.
Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı
Bundandı gözlerimin durgunluğu.
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
Ellerin kadar ıssız,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.
Eylül’dü.
İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,
Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.
Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.
Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman
En çok sesini aradım.
Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ.
Gözlerini sildi zaman..
Dedim ya… Eylül’dü.
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin
Sonbahar İle İlgili Şiirler
Ben Eylül Sen Haziran-Ümit Yaşar Oğuzcan
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım
Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde
Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık
Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım on üçüncü aylara
Son Bahar- Necip Fazıl Kısakürek
SON BAHAR
Aslında yaprak sıkılmıştı ağaçtan.
Bahaneydi son bahar.
Gelmişti ayrılık vakti.
Bir göz yaşı damlası gibi,
Damlayıp gidiyordum uzaklara.
Son baharda bahanem oldu işte.
Sarılmıştım rüzgara gidiyordum buralardan uzaklar.
Yine yazı bekler oldum bir ümit.
Yeniden senle açarız diye,
Belki yeniden doğarız dağlar ardından doğan güneşle diye.
Yaz geldi bahar geldi ama sen gelmez oldun beklerim ben yine.
Bu yaz öbür yaz belki bir ömür.
Beklerim ben seni bir daha bulabilme ümidi ile beklerim ben.
Mezarıma geliceğini bilsem hiç düşünmeden ölürüm ben…
Sonbahar Eylül Şiirleri Kısa Uzun
Turgut Uyar, Bitmemiş Şiirler VIII
Gözlerimde bir yağmurlu gün başlar;
Vakit ikindidir Eyüp sırtlarında
Bulutlar vardır, pembeden, beyazdan
Mevsim sonbahardır sessiz ve taze.
Nemli otlar, çekirgeler, solgun yüzün
Bir gülüş, bir mahzun bukle saçlarında
Bir eski çiçeği andırırsın yazdan.
Ve bir şarkı başlar kahvelerin birinde
Bizi ömrümüzden alır götürür,
Bir şarkı, faslı hicazdan.
Vapurlar gelir geçer Haliç’ten.
Sonra yağmur hafifler, Elâgözlüm
Sonra yağmur hafifler,
Sonra hisarlar, yollar, ikimiz
Sonra…
Hasret bir şey değil, Elâgözlüm
Ömrümüz böyle olmamalıydı
Hep aşkta durmalıydı çağımız.
Sevdayı mısra mısra değil
Ömrümle yaşamalıydım.
Sonra, sonra gene böyle olmalıydı
Tadına varmadan çiçeklerin
Şehirde bir sen, bir de ben, yalınız.
Yeşil yaprak, alaca gölge, düşen yıldız
Bir gün en büyüğü karşısında gerçeklerin
Maceramız yarıda kalmalıydı.
Eski Bir Sonbahar- Hüseyin Nihal Atsız
Sonbahardı… Seninle geçiyorduk o yoldan;
Topraklardan, havadan bir hüzün taşıyordu
Bize yaklaşıyordu
Gönlümüzde yepyeni bir duygu yaşıyordu.
Rüzgarların değildi bu musiki, bu hüzün;
Hatırladın değil mi? Kuşlar ağlaşıyordu…
Havada bir serinlik… Tatlı bir hayal gibi…
Toprak nasıl meçhuldü tıpkı istikbal gibi?
O gün tabiat başka bir türlü yaşıyordu.
Kalbin acı, gözlerin yaşla dolmuştu senin;
Yapraklar gibi yere dökülüyordu enin;
O nağme mesafeyi, zamanı aşıyordu.
O bir beste değildi: Kuşlar ağlaşıyordu.
En hazin şey muhakkak öksüz kalan ocaktır.
Bu ocak hüzünlerle dolup boşalacaktır.
Eski bir sonbaharı, küçük kuşları anmak
Belki veda etmektir sana birkaç satırla…
Yine bir sonbaharda ordan yalnız geçersen
Beraber geçtiğimiz serin günü hatırla!
En Güzel Anlamlı Ünlü Sonbahar Şiirleri devam ediyor.
GÜZ-Ziya Osman Saba
Çiçeğin rengi soldu, bitti şarkısı kuşun.
Yol tenha, dal mecâlsiz, su durgun.
Tabut yapılan tahta, ev ev taşınan odun.
Bahar ümit yerine, ey kış, içimde korkun!
Allahım! Kararmasa şu göğün..
Dal senin, ağaç senin, döktüğün
Yapraklarla, mevsimlerle, gün gün,
Geçip gidişi ömrün…
Ünlü Şairlerden Sonbahar Şiirleri
Sonbahar- Sezai Karakoç
I
Rüyalar bende kiraz gibi
Olur ve çürür bu mevsimde
Gün doğar ve yükselir de
Ben yatağımda bir kaptan
Gemisini terketmeyen bir kaptan
Gibi eski günlerin hülyalarında
Bir deniz hazinesine sarılmış
Çocukluktan gençlikten yapılan
Sanki yıllarca önce
Koyup gitmemiş sevgili
Annem hiç ölmemiş gibi
Günden öç alır geceler
Atlar ki bende kiraz gibi
Büyür ve çürür bu mevsimde
Gün doğuşundan güç alan
Kelebeklerden kurtulurum
Bir kuş fosfor gibi geçer
Koşup sonsuz çayırları seçer
Başımı uzatırım sularına
Anlamak için anlamak için denizi
Ve şehirler deniz kıyılarında
Yükselen alçalan atlar gibi
II
Evin ötesinde berisinde meşaleler
Su meşaleleri ölü tuzu düğün biberi
Birinci Cihan Harbi’nden kalmışlar
Astragan dişleriyle fırçalanmış geceleri
Aşk artık eski ağaçlar arasında
İncir zeytin nar arasında
Evi boğan ipek böceği kurdelasında
Kadın saçları dinleniyor ve çocuk tünekleri
Zafer devesini süre süre
Eski bir dişbudak köküne götürür
Patlayan kelebekler korosu
Önümüzü bir daha aydınlatıyor mu?
Eve girmek evden çıkmak ev olmaklık bu
Evin bodrumundan ummak
Taşları sorguya çekmek
Uymuyor yakışmıyor dostuna
Sonbaharda Buluşma- Oktay Rifat
Bulut urbalar toprak galoşlar giydim;
Sevdalıydım, deliydim; yapraklı yollar
Geçerek geliyordum sana. İstanbul
Mevsim sonu ihtiyarlıyor; o sarı
Kuş ötüyordu bir yerde, hiç biryerde
Sofada minderde oturuyorduk;
Eski güneşe doğru oturuyorduk;
Bizdik pencerede, bizdik gelen geçen;
Bizdik akşamla çıtırdayan ve susan
Susmak rüzgâr çığlığı gibiydi bende;
Konuştukça bir yaprak dökümü sende.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Sonbahar
Durgun havuzları işlesin bırak
Yaprakların güneş ve ölüm rengi,
Sen kalbini dinle, ufkuna bak.
Düşünme mevsimi inleten rengi
Elemdir mest etsin ruhunu
Eser rüzgarların durgun ahengi.
Yan yana sessizce mevsimle keder
Hicrana aldanmış kalbimde gezin
Esen rüzgarlara sen kendini ver.
En Güzel Anlamlı Ünlü Sonbahar Şiirleri bir arada.
Unutulmaz Sonbahar Şiirleri
Mevsim Sonbahar -Nazım Hikmet
çiçekli badem ağaçlarını unut.
değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
ıslak saçlarını güneşte kurut
olgun meyvelerin baygınlığıyla parıldasın
nemli, ağır kızıltılar…
sevgilim, sevgilim,
mevsim
sonbahar…
Adım Sonbahar Attila İlhan
nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
Kırık Ayna-Refik Durbaş
Parmakların ucuyla arkaya attığın
saçlarının sonbaharına düştüm
elimi tut, yalnızlığımı okşa
gözünün izi kalsın gözümde…
Aynadaki sûretine sar beni
Gamzen açan kır çiçeği
üzerinde idi acılarım
sen rengini kokladın
ben kokusunun rengini
Sonbahar akşamına sar beni
Seni hangi ömrümle sevdiğimi
bir güz yağmurları bildi
bir de saçlarına düşen sonbahar
kahve falına resmini kim çizdi?
Üşüdüm yağmuruna sar beni
Hasretime vaha, çölüme serap ol
kendine başka anlam bulsun intihar
son istasyonda beklerken ömrüm
seni sevdim, ne söylesem, hepsi inkâr
Giderken, elvedana sar beni
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır
oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar
Yaşar Nabi Nayır, Sonbahar
Altın rengi gözleri yanan bir semaverdi
Ilık bir çay kokusu akardı saçlarından.
Yanmanın lezzetini onda hissettiğim bir an
Ve yazın sevgisini bana önce o verdi.
Yaz gibi iri olgun meyveleri severdi,
Bir çocuk gibi şendi ve gülerdi her zaman
Bir mevsim gözlerinden içime doldu cihan
Ve güzel yaz günleri ne çabuk geçiverdi.
Artık donuk bir cam var mavi gökler yerinde.
Güneşi benden çalan o sıcak bakışlardır,
Ve yazı o götürdü mutlak beraberinde.
En güzel rüyaların bile bir sonu vardır:
Bir bahar rüzgârından alarak bir sabah hız
Mevsimlerin ömrünü yaşamıştı aşkımız.
Onu şimdi kaybettim ve şimdi sonbahardır.
Sonbahar- Ahmet Haşim
Bir taraf bahçe, bir tarafta dere
Gel uzan sevgilim benimle yere
Suyu yakuta döndüren bu hazan
Bizi gark eyliyor düşüncelere.
Sonbahar Geliyor- Cahit Külebi
Sonbahar geliyor serçe
Yuvanı ne yapacaksın?
Ayva çiçek açmadan önce.
Meyvelerin içi geçecek
Rüzgâr başka çeşit esecek
Yağmurlarla ıslanacaksın.
Hâlbuki ne kadar sıcaksın
En Güzel Eylül Şiirleri
Eylül-Haydar Ergülen
Kadın gider ve bunun şiir olduğu söylenir
kadın gider ve bir şair doğar bundan
(Ben hangi kadından şair olduğumu bilirim)
“Yazın bittiği her yerde söylenir”se
kadının bittiği de yer yerde söylenir
kadının gittiği het yerde şiir diye söylenir:
Kadın gittiği yazın bittiğidir, her yerde
yaz biterse kadın giderse, bunun sonu şiirdir,
yazın sonu şşirdir, şiirdir aşkın sonu…
şehir her semtiyle yazın peşine düşse
yaz uzar bundan ve aşklar da nasiplenir,
yazın peşinde şehir, kadının peşinde şiir
eylülün semtine kadar böle gidilir
bir gecede gittimdi hazirandan eylüle
eylül yazdan terkedilmişti, şiirse haziranda
kadın tarafından terkedildi o söylenceye:
Bütün oğullar anneyi bir şiire terk eder!
O kadın beni terkederse şair olurum
oğul olduğum kadın sakın beni terkeme,
şiirdir söylenir, yazdır biter, kadındır gider
Bütün kadınlar şiiri bir kadına terkeder!
Hilmi Yavuz, Veda
akşamlar biraz düşkün; yollar, kanayan yollar…
ay lağımda batıyor ve sözler hiçbir yerde;
her zaman kalbimizin yerinde ince duvar…
aldanış! belki uğursuz bir gölge
bulanmış kalmış…
belki her aldanıştan kalan siyah aynalar!
rüzgârı kuytulardan esirgemeyen ne varmış?
ve daima boğulmuş, yaralı yolculuklar…
dağ kendi güneşini çıkardı gitti;
ben kendi gülüme kapandım kaldım;
sustum, her sustuğum yerdeki kaybolmalar
çağırır akşamı…
akşam,
uysaldır, boynunu bükerek gelir,
ve teslim olur bana şiirler, elvedâlar…
işte ben gittim, herşeyi söyledim, gittim;
işte benden herkese,
herkese bir sonbahar..
Sonbahar Metin Altıok
Sonbahar -ki acının değişmez dipnotudur-
Sesinin solgun göğünde
Küçük bir yıldızla bir harfi tutuşturur.
Savrulur her yana kavruk kelimelerle,
Yüreğini acıyla buruşturur.
Bakışının pasıyla zırhlanan dünya,
Binlerce pıtrak yapıştırır yüzünün kumaşına
Sonbahar -ki doyumsuz bir aşkın sonudur.
Anlamlı Güz Şiirleri Romantik
Sonbahar- Yahya Kemal Beyatlı
Fânî ömür biter, bir uzun sonbahâr olur.
Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, târümâr olur.
Mevsim boyunca kendini hissettirir vedâ;
Artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ.
Yazdan kalan ne varsa olurken haşır neşir;
Günler hazinleşir, geceler uhrevîleşir;
Teşrinlerin bu hüznü geçer tâ iliklere.
Anlar ki yolcu, yol görünür serviliklere.
Dünyânın ufku, gözlere gittikçe târ olur,
Her gün sürüklenip yaşamak rûha bâr olur.
İnsan duyar yerin dile gelmiş sükûtunu;
Bir başka mûsıkîye geçiş farz eder bunu;
Teslîm olunca va’desi gelmiş zevâline,
Benzer cihâna gelmeden evvelki hâline.
Yaprak nasıl düşerse akıp kaybolan suya,
Ruh öyle yollanır uyanılmaz bir uykuya,
Güz Gömleği-Ahmet Uysal
Güz gömleği giydi şiir
Hüzün sanıyor görenler
Açık kalmış bir düğmesi
Ki rüzgâr girsin diyedir
Cebinde yağmur kokusu
Bir tutam kurutulmuş ot
Yeni bir imge arıyor
Onunla, ince akan su
Bir kadın eli değmiştir
Belki de yıllar öncesi
Saklar durur unutamaz
O gömleği giydi şiir
Eylül Sabahının Serinliği Ataol Behramoğlu
Eylül sabahının serinliğini
Yaprakların serinliğini
Ciğerlerime dolduruyorum
Sessizlik ve serinlik
Birleşiyor
Yıkanmış güvercinler
Ve çok uzakta bir tren sesi
Her zaman yeniden başlamak duygusu
Doğuyor içimde
Her uyanışımda
Düşmanlarımı bağışlıyorum
Daha çok seviyorum dostlarımı
Her uyanışımda
Eylül sabahının serinliğini
Yaprakların serinliğini
Yüreğime dolduruyorum
Güz Gelmeden–Ahmet Telli
Sırtında taşıdığın kıl heybe
dağ rüzgârı ve lor peyniri
gibi doluysa kır çiçekleriyle
sesler türkülere dönecektir
üzünçse ışıklı bir sevince
Dudaklarında özlem türküleri
ve gözlerinin menevşesinde aşk
çağıldıyorsa çavlanlar gibi
usulca gir umudun menziline
hüznü gerilerde bırak
Türküler paylaşılıyorsa eğer
dağ rüzgârları paylaşılıyorsa
sevinç de dahildir buna
ve o zaman bütün bir yaşam
paylaşılacak kadar güzeldir artık
Heybendeki kır çiçekleri
bir yangındır güze doğru
tutuşturur yüreğinde
uzak özlemlerin külünü
hiç beklemediğin bir anda
Güz gelip de yangın başlamadan
tutmalısın doğanın yelesinden
yüreğindeki seher yeli
varmalıdır sabah olmadan
gül bahçesine sevda hevengine
Sonbahar Ayrılık Şiirleri
Eylülün Sesiyle- Edip Cansever
Baylar!
Bin dokuz yüz seksen birdeyiz
Karşınızda eylülün sesi
Ağustosa çekildi, eylülün sesi
Birazdan konuşacak
“Bu dünyada yaşamak can sıkıcı bir şeydir baylar.”
Tepelerde bulamaçların kahverengi eridiği
Eriyip sarı sarı aktığı bir mevsim
Bir saat gibi işlerken avucumdaki güz çiçeği
Yosunların kapılara usulca
Tırmanıp yerleştiği
Yani eylülün sesi, buysa çok iyi baylar.
Yaz geçti, sözgelimi midyelerden yorulduk
Eni boyu belirsiz bir ıslaklıktan
Upuzun gündüzlerden, sevimsiz otellerden
Eylül ki, sorabilir mi
Hüzünler iç kamaştırıyor, aşklarsa niye yoksul
Bir asfaltın kuru sıcak soğuğundayız
Oysa bir deniz feneri mevsimsiz ölür baylar.
Dahası
Bu düğmesiz giysileri şöylece giymek
Bir boşluuğu giyinmek mi olur
Olsun
İşte karşınızda ekimin sesi
Kasımın sesi sonra
Yağmurun eşliğinde -çocuğunu emziriyor yaz-
Bundan böyle günlerimiz nasıl geçecek baylar.
Her şey o kadar dokunaklı ki
Eylülsem, istemeden kırılıyorsam bazen
Dağınık, renksiz bir mozayık gibiysem
Üstelik yalnızsam bir de -telefonda kuş sesleri-
Aynalardan duvarlara bir üzünç akıntısı
Bu dünyada çekingen olmak çok iyi bir şeydir baylar.
Sonra bir kır kahvesi kendini okurken
Masaları toplanmış, bardakları toplanmış
Tam kendini okurken
Derim ki bir semti iyi tanımak kadar
İyi tanımal dünyayı
Açın radyolarınızı: eylülün sesi
Bu dünyada can sıkıntısının bir başka anlamı var baylar.
Elmalar silik silik kırmızı artık -olsun-
Gözlerimiz tozlanmış, kirli
Gizlisi yok, bu dünyada böyle sıkılmak iyi
Sıkılmak iyi baylar
Biz hazır tuttukça böyle
İçi yangından alev alev
Dışı buz tutmuş kalplerimizi.
Yağmur Ahmet Muhip Dıranas
Ekseri sonbahar gecelerinde
Sızarken camlardan ince bir yağmur,
Düşünürüz, her şey yerli yerinde
Ama gözlerimiz niçin doludur?
Bazen ellerinde gümüş bir tasla
Ümitler yaklaşır bize, bin nazla,
“Kapa gözlerini, deri uyu hazla!…”
Sızarken camlardan ince bir yağmur.
Duygusal Sonbahar Şiirleri Aşk
Hüznü Besteleyen Sonbahar- Abdülkadir Akgündüz
Yıllanmış bir hüzün ruhu kaplar da,
Yorgun arzuların boynu bükülür.
Sararan ümitler her sonbaharda,
Yaprak yaprak yüreğime dökülür.
Dağılır ne varsa mâzîden kalan,
Sonsuzluğa akar hâtıra seli…
Mavi, yeşil, pembe, mor… Hepsi yalan!
Saçlara beyazlar düştü düşeli…
Ömrümüz hasretlik çölünde yüzer,
Başlar gözyaşının sebil zamanı.
Bürünür âhiret rengine yüzler,
Her bakış apayrı bir vedâ ânı…
Vuslat gönüllere çekince perde,
İnsana ayrılık tesellî verir.
Hüznü besteleyen güz mevsiminde;
Yaşamak da şiir, ölmek de şiir!
Acıyor-Turgut Uyar
Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
sevgim acıyor
Biz giz dolu bir şey yaşadık
onlar da orada yaşadılar
Bir dağın çarpıklığını
bir sevinç sanarak
En başta mutsuzluk elbet
Kasaba meyhanesi gibi
Kahkahası gün ışığına vurup da
ötede beride yansımayan
Yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi
Öbürünün bir kadından aldığı verem
Bütün işhanlarının tarihçesi
Bütün söz vermelerin tarihçesi
sevgim acıyor
Yazık sevgime diyor birisi
Güzel gözlü bir çocuğun bile
O kadar korunmuş bir yazı yoktu
Ne denmelidir bilemiyorum
sevgim acıyor
Gemiler gene gelip gidiyor
Dağlar kararıp aydınlanacaklar
Ve o kadar
Tavrım bir şeyi bulup coşmaktır
Sonbahar geldi hüzün
Kış geldi kara hüzün
Ey en akıllı kişisi gündüzün
sevgim acıyor
Kimi sevsem
Kim beni sevse
Eylül toparlandı gitti işte
Ekim falan da gider bu gidişle
Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar
Güz- Arif Nihat Asya
Bu ufuklarda şafak gül gül olur
Dallarınher kuşu bir bülbül olur.
Şimdi gökten yere tel tel yağmur
Şimdi sis, gölge, ışık tül tül olur.
Mor bulutlarla uzaktan akşam
Dışbudaklar, meşeler sümbül olur.
Aşina asmaların çardakta
Kehrübar salkımı bir kâkül olur.
Kınalanmış gibi dağlar, dereler
Negüzel güz, ne güzel eylül olur.
Suların al al açar lalelerİ
Ve ufuklarda şafak gül gül olur.
Muhteşem yangını güz ülkesinin
Doymadan seyrine, bir gün kül olur.
Sonbahara Dair Şiirler
Eylül Rubai-Murathan Mungan
eylüle girdim eylüle girdim
her ömrün bir eylülü vardır
onca yaşadım
şimdi bildim
Uyanık Uykuda Ali Püsküllüoğlu
Düşteyim işte, çıkageldi bir güz yeli
Hafiften. Bir buğu gibiydi gök.
Ey kendini saklayan geçmiş, ince bir tül ardında;
Güz geldi ve yıldızlarını üstüme dök.
Artık büyüdüm. Ey sonsuz çocukluk!
Atlar, atlıkarıncalar ve yolculuk.
Tuhaf değil mi, bu leylekler nereye göçer
Gök yolunda? Yazdan kalan kanat sesleri
Gibi duyuluyor. Her şey bir bir ve örtük,
İnce, bilinmez bir yüz sanki.
Bir kuru ağaç olarak kalayım mı?
Öyleyse ey güz, dök yapraklarımı!
Gövdemi kemirecek kurtlar toprakta
Gözlüyor yolumu. Beklesinler bakalım.
Ayaklarım sağlam basıyor daha, yolum var
Günlere. Üşüsem, ısıtıyor kanım.
Ben bir leyleğim, uykuda uyanık / güz geldi artık
Göçüyorum yarı uyur, yarı uyanık.
Sobahar Akşamının Şiiri-Ceyhun Atuf Kansu
Hazzı kanımın her hücresine işleyen.
Ve ılık badem kokularıyla başlayan,
Yaz akşamlarının koynunda yattım.
Sessiz, gürültülü, hüzünlü akşamlarım oldu,
Hepsi söylediğim o eski türkülerde
Güneşin dost sofrasına indiği yerde,
Ah, şimdi hepsi dağların ardında kaldı.
Tatmadım bu kadar güzelini akşamların,
Bu kadar dost bakışlı, bu kadar bilgesini,
Duyarak bir bir düşen yaprakların sesini.
Geçtim üstünden yağmurlu damların.
Karşı dağdaki çoban ateşine seğirttim,
Yaslanıp bir kayaya, ilk yıldızın doğuşunu.
Bir daha, bir, bir yıldız daha, gökyüzünün doluşunu.
Bütün yıldızların pırıldayışını seyrettim.
Sonbaharda Yağmur Şiirleri
Sonbahar Duyguları- İbrahim Kılınç
Sonbahar hüzünü çökmüş gönlüme.
Bir bahar sevinci arar gezerim.
Sorarım sorarım, cevap yok yine
Usanmaz bir daha sorar gezerim
Yağmur var, bulut var, ve fırtınalar.
Yer ıslak, dal ıslak, gözümde yaşlar.
Bitirmek isterim, yeniden başlar.
Derdime bir derman arar gezerim.
Bu hayat yoluna çıktım çıkalı
Hem yazı gördüm ben, hem de baharı.
Sonbahar sevdası daha manalı
Koklamaz gülümü, çağlar gezerim
Bu gönül sevdaya düşse ne çıkar.
Sevgili bilmese, bilse ne çıkar.
Önü kar, önü kış, mevsim sonbahar.
Ağaran saçımı yolar gezerim.
10 KASIM TÜRKÜSÜ – F. Hüsnü DAĞLARCA
Atatürk! Anıtkabir devrimlerini söyler,
Bozkır ovalarına, Erciyes’e Ağrı’ya,
Ulusun egemen olduğunu
Özgür olduğunu
Haykıracağım haykıracağım işte,
Senin sustuğunca!
Yolunda yürüyeceğim Atatürk;
Ana baba oğul kız,
Dere tepe bucak köy,
Yeryüzü yaşamalarımla değil
Oralarda, Senin gittigince!
Atatürk, taşıyacağım
Çanakkale’de, Sakarya’da, Çankaya’da, al al,
Senin taşıdığını;
Yurdun gök ülküsü
Dalgalanırken,
Senin bayrağını yücelteceğim.
Senin çıktığınca.
Sizler de beğendiğiniz ve severek okuduğunuz şiirleri bizlerle paylaşabilirsiniz. Yorumlara ekleyeceğiniz yeni şiir önerileriniz ile sayfamızın zenginleşmesine ve daha faydalı hale gelmesine yardımcı olabilirsiniz. Haberimizdeki şiirleri bütün sosyal medya mecralarında, whatsup, facebook, twitter, instagram gibi hesaplarınızda paylaşabilirsiniz. Sonbaharın uyandırdığı güzel duyguların sizlele olmasını dileriz.
Kültür sanat sayfamızı inceleyerek çok daha fazla sayıda şiire ulaşabileceğinizi de hatırlatalım. Ünlü şairlerin unutulmaz şiirlerine ve hayat hikayelerine yer verdiğimiz sitemize sizi her zaman bekleriz.